30 Mart 2012 Cuma

kutay doğum-kadıköy şifa hastanesi

http://www.sifabebekleri.com/search/?bday=7&bmonth=5&byear=2008&familyname=y%FDld%FDz

ilke doğum-kadıköy şifa hastanesi

http://www.sifabebekleri.com/search/?bday=22&bmonth=11&byear=2011&familyname=y%FDld%FDz


Bugün saat yaklaşık olarak 13:00'ten 19:30'a kadar ayrı kaldım İlke'den.. Bu kadar zor olacağını düşünmemiştim. Ağladı ağladı. Çok ağladı. Mahvoldum ben. Bir ara annem biberon yerine sakinleşene kadar kaşıkla beslemeyi denedi ve başarılı oldu. Çok sevindik. Sonra kakasını yaptı ve güzelce uyudu. Bu karnının da doyduğunu gösteriyordu. Rahatladık biraz. Bunları hep İlke'ye görünmeden, sesimi duyurmadan izledim. Sonra uyandı. O kadar çok ağladı ki... Meğer hıçkırık tutmuş. Kaşık da mutlu etmemiş onu. Muhtemelen beni istedi. Ne yapacağını bilemedi. Çok ağladı az kalsın gidip emzirecektim. Ama dayandım. Dayanmak zorundaydım. Çünkü bugün Perşembe ve Pazartesi işe başlayacağım. Çok düşündüm. Keşke işten ayrılabilseydim dedim. Keşke karşıda oturuyor olsaydık dedim, öyle olsaydı öğle tatillerinde süt iznimi de kullanıp eve gider emzirirdim diye düşündüm. Yıllar önce henüz çocuk sahibi olmadan önce Ferhan Metrocity'de çalışırken çok yalvarmıştım Tarabya taraflarında oturalım, kiralar uygunmuş diye. Uzun uzun mailler atmıştım, beni hayalperest olmakla suçlamıştı, halbuki geleceği öngörmeye çalışıyordum ve anne olmayı düşündüğüm için doğacak çocuklarıma yakın olmak istiyordum. Olmadı olmadı.
Ferhana kızdım sonra. Hızımı da alamadım aradım, mesaj attım. Taciz ettim galiba biraz. Ama çok kötü durumdaydım. Şakır şakır ağlıyordum. Bana yine bir suçlu arıyorsun değil mi dedi. Suçlu aramıyordum aslında, karar alırken bazen fikirlerimi elinin tersiyle çeviriyor, o yüzden geçmişte alınan bazı yanlış kararları hatırlasın ve ders alsın istedim galiba. veee sanırım, yok evet eminim, taşınmak istedim. Bana hadi karşıya taşınıyoruz desin istedim. Ödenmesi gereken kredilere rağmen, Kutay'ın eğitimi için bu yakada bir sürü okul araştırmış olmama rağmen. Şu an oturduğumuz eve 1 yıl önce taşınmış olmamıza rağmen. Çok istedim.Hem korktum bu düşünceden ve imkansız buldum hem de istedim. Bir hafta daha izin alırım diye düşündüm, bir haftada okulları kiraları muhitleri araştırır hemen ev tutar taşınırım diye düşündüm...Hatta internetten ev bile baktım...
Sonra akşam konu açılınca Ferhan ne dememi bekliyorsun, kalkıp karşıya mı taşınalım şimdi diye sorunca, elbette ki hayır, bunu da nerden çıkardın dedim. Bunda da samimiydim. Olacak iş değildi çünkü ama çok istedim...Çok istedim yavrularımın bana yakın olmasını..
İlke ne mi yaptı? Saat 7'ye doğru, henüz uyanmadan biberon vermeyi denedi annem ve başardı:):) Karnını doyurdu bebeğim. Akşam 19:30 gibi kucağıma aldım onu sanki işten yeni gelmiş gibi.. Öptüm öptüm sarıldım oynadım. Çok sevinmedi. Yüzüme bakmadan emdi ve uyukladı bir süre. Emdi emdi. Sonra da bir gülücük attı ki mutluluktan uçtum ben. Ama sanki kızımın bakışları değişmişti bugün. Olgunlaşmıştı benim minik kızım, olgun olgun bakıyordu artık sanki, ya da bana öyle geldi...

28 Mart 2012 Çarşamba

doğum iznim bitiyor...

ah ahh diye başlamak istiyorum. Saat 00:51. Uyumalıyım. Sabah erkenden kalkıp Ferhan'a bir gömlek ütüleyip İlke'yi emzirip süt sağmalıyım. Önümüzdeki hafta işe başlayacağım. Annemle önümüzdeki haftanın provasını yapmaya çalışıyoruz. Bugün başladık. İlke'yi biberona alıştırmaya çalıştık ilk önce. Sonra da benden biraz ayrı kalmaya. Çok zor. Ağladı ağladı. İlk gün olduğu için onu çok yormak istemedim ve aralarda emzirdim, çünkü henüz biberonu benimseyemedi pek. Emzirmeye başladığım anda gözlerini kapadı, yapıştı bana, emip rahatlayınca baktı o koca gözlerle, gülümsedi kocaman. Canım kızım, henüz çok küçüksün, 4 aylıksın, bu kadar erken işe başlayacağımı düşünmemiştim, sen 5 aylık olduktan sonra başlamayı planlıyordum ama olmadı. Evdeki hesap çarşıya uymadı. Ne kadar çabuk geçti aylar. Bütün hamileliğimde bu süreci beklemiştim. Kutayı kreşe olabildiğince az yollamayı, onunla evde vakit geçirmeyi, ilkeyle onu beraber büyütmeyi. Ama sanırım yüzüme gözüme bulaştırdım. Minicik bir bebeğe bakarken abiyle pek ilgilenemiyor anne. Canım oğlum, yine de özel birşeyler yapabildik seninle değil mi? Birlikte kek yaptık, sabahları yumurta kırıp omlet yaptık, bazen kızdırdın beni, kavga ettik ve barıştık hemen, sarıldık birbirimize, seni çok seviyorum dedik, canım kutayım sen ilkeyi muhakkak kıskandın ama hiç belli etmedin, bunu nasıl başarabildin miniğim benim. Daha çok küçüksün ama şimdiden abilik yapmaya başladın kardeşine, çok seviyorsun onu, her halinden belli, kardeşin de çok seviyor seni, gözü üzerinde hep, sen bağırıp çağırarak oyunlar oynarken kendi kendine, gülümsüyor, anakucağından aşağı inmeye çalışıyor, belli ki sürünmeye, emeklemeye başlayınca hep peşinde olacak senin. Çok mutlu ediyorsunuz beni miniklerim. Siz de çok mutlu olun, sizi seviyorum..
Konu nerelere gelmiş. Çocuklarıma olan aşkım hep aklımda, ne yazsam, ne konuşsan bir de bakıyorum ki konu değişmiş, ben Kutayı ve İlkeyi anlatmaya başlamışım. Acaba sevgimi hissediyorlar mıdır? Umarım bunu başarabiliyorumdur.
Doğum izni... Bitiyor... Gecenin bir yarısı... Umarım yarın İlke biberona alışır ve şişenin tamamını bitirerek karnını onunla doyurmayı öğrenir. Umarım annem hemencecik kendi yöntemleriyle herşeyi rayına oturtur, inşallah kızım çok ağlamadan atlatır bu süreci. İnşallah annem de çok yorulmadan atlatır. Canım annem, nefes nefese kaldı bugün. Ama arada kutaya bisiklet binmeyi öğretmekten de geri kalmadı. Çok seviyor torunlarını, canım benim...